Restoran sektörü toparlanmanın uzağında

HABERLER

Pandeminin ilk yılında ciro bazında ciddi kayıp yaşayan restoran sektörü toparlanmanın çok uzağında. 2019’da 20 milyar dolarlık cirodan 2020 yılında 7 milyar dolara inen sektör, geçen yılı da 12 milyar dolarla kapattı.

İLAYDA KILIÇAY

Bir yandan pandeminin yeni varyantlarla devam etmesi bir yandan gelen maliyet artışları yeme-içme sektöründe toparlanmaya izin vermiyor. Sektör ciro bazında pandemi öncesine dönmenin epey uzağında.

Turizm, Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği (TURYİD) Genel Koordinatörü Vedat Dilber, restoran sektöründe 2019 yılında 20 milyar dolar olan cironun 2021 sonu itibarıyla 12 milyar dolar civarında gerçekleştiğini belirtti. 2020 yılında ciddi biçimde kan kaybeden sektör, önemli istihdam kaybetmiş ve yılı ancak 7 milyar dolarlık ciro ile kapatmıştı.

Yüzde 35’i kapandı

Dilber, 2021 yılının Temmuz ayına kadar iş yerlerinde kapanma oranı yüzde 35’e çıkarken, ikinci yarıda yaşanan toparlanma sonucu kaybın yüzde 5’e gerilediği bilgisini verdi. Dilber, pandemi döneminde istihdamda yaşanan yüzde 30’luk gerilemenin de 2021 yılı sonunda toparlandığını söyledi.

Temmuzda normalleşmenin başlamasıyla küçük işletmelerin 2019’a kıyasla yüzde 10 altında kaldığı ifade edilirken, orta büyük işletmelerin sayısında pandemi öncesi dönemin yakalandığı belirtildi.

Enerji maliyeti yüzde 7’ye ulaştı

Artan enerji maliyetlerinin de kendilerini sıkıntıya soktuğunu dile getiren TURYİD Başkanı Kaya Demirer ise “Elektrik ve doğal gaz giderlerinin işletmelerdeki payı normal şartlarda yüzde 3-4 civarında. Yapılan zamlar sonrası enerji giderlerinin ciro içerisindeki oranı yüzde 6-7’lere ulaştı. Sağlıklı olan, bu oranın yüzde 5’in altında kalmasıdır. Artan enerji maliyetleri işletmeleri olumsuz etkilemektedir. Bu da ne yazık ki fiyat artışı olarak yansıyor.” diye konuştu.

Demirer, bu yılın ikinci yarısında turizmin olumlu etkisiyle çok daha iyi bir dönem beklediklerini de belirtti.

Goldman Sachs, piyasalarda yaşanan son düzeltmenin endeksleri ayı piyasasına taşımayacağını belirtti.

Goldman Sachs stratejisti Peter Oppenheimer, beklentilerin yıl boyunca makul bir yükselişe işaret etmesine rağmen ABD endeks seviyelerindeki düşüşlerin alım fırsatı olarak görülmesi gerektiğini belirtti.

Piyasalardaki düzeltmelerin ayı piyasasına dönüşmeyeceğini düşündüğünü belirten Oppenheimer, sıkılaşma döngüsünün düşük ama pozitif hisse getirisi sağlayacağını belirtti.

“Yüksek reel faiz ve iyileşen kârlılık temelleri değer sektörlerini ‘değer tuzağı’ndan ‘değer fırsatları’na taşımalı” diyen Oppenheimer,ESG ve dekarbonizasyonun bu trendleri destekleyeceğini vurguladı.

Citigroup ise özellikle ABD endeksleri dışındaki hisselerin dipten alınması tavsiyesinde bulundu. Tüketici ürünleri, sağlık ve telekom gibi hisseleri öneren Citigroup, bu sektörlerin yüksek faizlere ve ekonomideki yavaşlamaya karşı daha az hassas olduğunu söyledi.

Döngüsel hisselerde yaşanan son düşüşün sert bir ekonomik yavaşlamadan ziyade kısa süreli bir piyasa satışına işaret ettiğini belirten Citigroup, sonraki düşüşlerde FTSE 100 ya da finansal hizmet şirketlerinin hisselerinin alınması tavsiyesinde bulundu.

Altın yatırımcıları bugün açıklanacak Fed faiz kararına odaklanırken, altın fiyatları salı günü Kasım ayından bu yana ilk defa 1.850 doları geçti. Gram altın ise küresel altın fiyatlarındaki yükselişle 800 TL’nin üzerini gördü.

Altın fiyatları, Fed toplantısı öncesinde 1.850 doların üzerine tırmandıktan sonra geriledi. Gram altın ise küresel altın fiyatlarındaki yükselişten destek bularak dün 800 TL’nin üzerine tırmandıktan sonra düşüş yaşadı.

Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) salı ve çarşamba günü toplanarak Ocak ayı için faiz kararını açıklayacak. Bloomberg anketine katılan ekonomistler Fed’in bu toplantıda Mart ayındaki faiz artırımının sinyalini vermesini beklediklerini belirtti.

Goldman Sachs ise Fed’in politika faizini Wall Street’in beklediğinden daha agresif bir şekilde artırma riski olduğunu söyledi. Goldman Sachs Baş Ekonomisti Jan Hatzius, haftasonu müşterileriyle paylaştığı bir notta Mart, Haziran, Eylül ve Aralık’ta olmak üzere 4 adet faiz artırımı beklediklerini söyledi.

Bloomberg Economics’in çalışmasına göre Arjantin Fed’in faiz artırımlarına karşı en kırılgan ülke konumunda bulunurken, Türkiye ikinci sırada yer alıyor. Arjantin ve Türkiye’nin ardından en fazla risk altında bulunan diğer ülkeler ise Güney Afrika, Kolombiya, Mısır ve Brezilya.

Ons altın fiyatı

Ons altın, geçen haftayı yüzde 1’e yakın yükselişle kapatarak son 6 haftanın 5’ini kazançla geçirmiş oldu. Haftaya yatay bir seyir başlayan ons altın, küresel piyasalardaki risk iştahının azalmasından destek bularak salı günü 1.853 dolara kadar tırmandı. Fed toplantısı öncesinde hafif bir gerileme kaydeden değerli metal, çarşamba günü 1.846 dolar seviyesinde bulunuyor.

Gram altın fiyatı

Gram altın, geçen hafta küresel altın fiyatlarındaki yüksek seyre rağmen Dolar/TL ’deki dalgalanmadan etkilenmişti. Yeni haftaya da dolar kurundaki yükselişi takip ederek başlayan gram altın, sonrasında küresel altın fiyatlarında yaşanan yükselişle salı günü 805 TL’ye kadar yükseldi.

S&P 500’de satım opsiyonlarının hacmi pazartesi günü küresel piyasalarda yaşanan düşüşle Mart 2020’den bu yana en yüksek seviyeye tırmandı.

Küresel piyasalarda risk iştahının azalması ve yaşanan satış dalgası sonrasında fon yöneticileri portföylerini hedgelemek için satım opsiyonlarına akın etti. S&P500’de satım opsiyonlarının hacmi pazartesi günü Mart 2020’den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.

Avrupa’da ise Euro Stoxx 50 Endeksi’nin düşeceğine dair kontratların sayısı Aralık ayından beri ilk defa 1 milyonu geçti. Rusya’da Moskova Borsası Ukrayna üzerinden ABD ile Rusya arasında artan gerginliğin etkisiyle pazartesi günü yüzde 5 değer kaybetti. ABD’de vadeli piyasaslar ve Avrupa piyasaları da küresel risk iştahının azalmasıyla haftaya düşüşle başlamıştı.

ABD, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi halinde Avrupa’nın enerji güvenliğini sağlayabilmek için alternatif üreticilerle görüşüyor.

ABD, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi halinde Avrupa’ya daha fazla LNG sağlamak için Katar’ın da aralarında bulunduğu doğalgaz üreticileriyle görüşüyor.

Dünyanın en büyük LNG ihracatçılarından olan Katar halihazırda tam kapasitede üretim yapıyor ve kargolarının büyük kısmı uzun dönem kontratlar dahilinde Asya’ya gidiyor.

Bloomberg’e konuşan kaynaklar ise Avrupa ve ABD’ye LNG ihraç etmenin büyük siyasi kazanımları olsa da Katar’ın Asya’daki ortaklıklarından vazgeçmek istemeyeceğini belirtiyor.

ABD ise olası yaptırımlar dahilinde Avrupa’nın karşılaşabileceği enerji tedarik sorunlarının üstesinden gelebilmek için alternatif tedarikçi olabilecek üreticilerle görüşüyor. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da Katarlı mevkidaşı Muhammed bin Abdülrahman El Tani ile gerçekleştirdiği görüşmede Rusya’nın Ukrayna sınırındaki aksiyonlarını tartıştı.

Konuyla ilgili bilgi sahibi kaynaklar, devletin kontrolünde olan Katar Enerji’nin spot piyasada az bir miktar olsa da LNG sattığını ve bunun büyük oranda Avrupa’ya gönderilebileceğini belirtti. Fakat buradaki hacmin çok az olduğunu ve çok büyük bir fark yaratmayacağını söyledi.

Katar Enerji Bakanı Saad El Kaabi, geçen yıl doğalgaz talebinin artmasıyla fiyatların yükselmesine rağmen fiyatları düşürmek için daha fazla doğalgaz üretemeyeceklerini söylemişti.

Almanya, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi halinde uygulanacak yaptırımlardan enerji sektörünün muaf tutulmasını istiyor.

Almanya, ABD’nin Rusya’ya yaptırım uygulaması halinde enerji sektörünün yaptırımlardan muaf olması için ısrarcı.

Bloomberg’in haberine göre, şu an için taraflar arasında dolaşan belgelerde yer alan muafiyet Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi halinde uygulanacak yaptırım paketinin son versiyonunda yer alacak.

Rusya, Ukrayna sınırındaki varlığını artırırken ABD ve Avrupa’daki müttefikleri ise ekonomik yaptırımların nasıl olacağı üzerinde çalışıyor. Fakat Almanya enerji tedariğine uygulanacak herhangi bir yaptırımın Avrupa’yı riske atması konusunda endişeli.

Bloomberg’e konuşan bir Avrupa Birliği yetkilisi seçenekler arasında Moskova’nın kur dönüştürme kabiliyetini kısıtlayacak, Batı ile ticaretini etkileyecek ve önemli teknolojilere erişimini sınırlandıracak seçeneklerin masada olduğunu belirtti.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock geçen hafta yaptığı açıklamada verimli işlediği takdirde yaptırımların etkili olduğunu belirtirken ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken “En etkili yaptırımın hangisi olacağına dikkat etmeliyiz” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir