Dünyanın en zengin 10 insanından 9’u milyarlarca dolar kaybetti

HABERLER

Dünyanın en zengin 10 insanı, 2022’nin ilk haftalarında milyarlarca dolar kaybetti, sadece bir tanesi hariç…

Dünyanın en zengin 10 kişisi teknoloji hisselerindeki düşüşle bu yıl başından beri milyarlarca dolar kaybetti.

Dünyanın en zengin ismi Elon Musk’ın serveti yıl başından beri 54 milyar dolar azaldı. Amazon’un kurucusu Jeff Bezos bu dönemde 27.8 milyar dolar kaybetti. Google kurucusu Larry Page ve Sergey Brin’in kaybı 12’şer milyar doları aştı. Facebook kurucusu Mark Zuckerberg’in kaybı ise 15.2 milyar doları buldu.

Bu dönemde en zengin 10 kişiden sadece bir kişi servetini artırdı; yatırımcı Warren Buffett. Milyarder yatırımcı ve Berkshire Hathaway CEO’su Buffett’in serveti 2.4 milyar dolar artışla 111 milyar dolara ulaştı. Buffett’in portföyünün çeşitliliği, teknolojide yaşanan çöküşten çok zarar görmemesini sağladı.

Elon Musk servetindeki düşüşe rağmen 216 milyar dolarla dünyanın en zengin kişisi unvanını korudu.

Buffett bu hafta Bloomberg Milyarderler Endeksinde Zuckerberg’i geçerek 6. sıraya yerleşmişti.

Morgan Stanley stratejistleri, halihazırda ayı piyasası içerisinde bulunduğumuzu ve borsalarda yaşanacak herhangi bir rallide fiyatı yükselen varlıkları satacaklarını belirtti.

Morgan Stanley stratejistleri S&P 500 için adil değerin 4.000 seviyesi civarında olduğunu, gün içi dalgalanmaların ve geçen hafta yaşanan toparlanmanın da ayı piyasası hareketleri olduğunu belirtti.

Piyasalarda yaşanak herhangi bir rallide satıcı konumda bulunduklarını belirten Morgan Stanley stratejistleri, getirilerin sıkılaşma döngüsünde negatif olacağını, döngüsel ve kârsız büyüme hisselerinden ziyade defansif ve finansal hizmet hisselerini tercih ettiklerini söyledi.

Fed’in hisse piyasalarını kararlara hazırlayan sözlü yönlendirme aracının terkedildiğini söyleyen banka stratejistleri, kazanç revizyonları ve PMI’lardaki azalmanın bunda etkili olduğunu dile getirdi.

Goldman Sachs stratejistleri ise Fed’in daha agresif bir faiz artırımı döngüsüne başalyacağına dair beklentilerin artmasıyla 5.100 seviyesinde bulunan yıl sonu S&P 500 hedeflerinin aşağı yönlü risklere açık olduğunu vurguladı.

Geri kalan tüm varlıkların fiyatları aynı kaldığı takdirde ABD Hazine tahvilinin reel faizinin 60 baz puan artarak yüzde 0’a ulaşması halinde S&P 500’ün yüzde 10 düşüşle 4.000’e kadar gerileyeceğini ifade eden banka, reel tahvil faizlerinin 100 baz puan yükselmesi durumunda endeksin yüzde 15 düşüşle 3.800 seviyesine inebileceğini belirtti.

Goldman stratejistleri de büyüme hisselerine karşı temkinli olunması gerektiğini belirtirken yatırımcılar kalite hisselerine odaklanmaları ve enerji hisselerinde pozisyonlarını artırmaları tavsiyesinde bulundu.

Unicredit, Ocak ayında yıllık enflasyonun yüzde 48,2’ye çıkmasını beklediklerini belirtirken Manşet enflasyondaki yükselişin üçte birinin artan elektrik ve doğalgaz fiyatlarından geleceğini söyledi.

Unicredit, müşterileriyle paylaştığı bir notta Ocak ayında enflasyonun aylık bazda yüzde 10,7 artarak yıllık yüzde 48,2’ye çıkmasını beklediklerini söyledi.

Manşet enflasyondaki yükselişin üçte birinin artan elektrik ve doğalgaz fiyatlarından geleceğini belirten banka, alkol ve tütünün ise enflasyona 1,1 yüzde puan ekleyebileceğini söyledi.

Çekirdek enflasyonda ise aylık yüzde 7 yükseliş bekleyen banka, yıllık çekirdek enflasyonun yüzde 39,5’e ulaşmasını beklediklerini belirtti.

Unicredit, belirli ürünlerden oluşturdukları sepetteki değişime göre Ocak ayında gıda fiyatlarındaki artışın yüzde 8,5 olacağını düşündüklerini ifade etti.

Yıllık enflasyonun artmaya devam edeceğini düşünen banka, 2022’nin son iki ayına kadar enflasyonun yüzde 55 seviyelerinde kalacağını sonrasında baz etkisinin devreye girmesizle 2022 sonunda yüzde 37 olacağını vurguladı.

5 ve 30 yıllık ABD Hazine tahvili faizleri arasındaki fark 3 yılın en düşük seviyesine gerilerken, getiri eğrisi de giderek yataylaşıyor.

ABD Hazine tahvili getiri eğrisi yeni haftada da yataylaşmaya devam ediyor. ABD 5 yıl vadeli Hazine tahvili ile 30 yıl vadeli tahvilin faizi arasındaki fark 47 baz puana gerileyerek son üç senenin en düşük seviyesinde bulunuyor.

Uzun ve kısa vadeli tahvil faizleri arasındaki fark en son 2018 yılında böyle bir düşüş formasyonu göstermişti. Getiri eğrisinin yataylaşması ise piyasaların uzun vadede büyümede yavaşlama beklediklerine ve resesyona işaret ediyor.

Analistlerin tahminleri ile gerçekleşen veriler arasındaki farkı gösteren Bloomberg Ekonomik Sürpriz Endeksi de analistlerin şu an için gerçekleşenlerin yukarısında tahminde bulunduklarına işaret ediyor.

JP Morgan, Fed’in şahin açıklamalarından destek bulan doların Fed’in ilk faiz artırımı sonrasında da yükselmeye devam ederek ilk artırımdan 1-2 ay sonra zirveye ulaşmasını beklediklerini belirtti.

JP Morgan, Fed’in Mart ayında faizleri artırmasından sonra da doların kuvvetlenmeye devam edebileceğini belirtti.

JP Morgan Kur Strateji Direktörü Daniel Hui, doların yükselmesi için daha alan bulunduğunu belirterek, “Piyasalar hala fiyat keşfi modundalar. Dolar büyük ihtimalle Fed faiz artırımdan 1-2 ay sonra zirveye ulaşacaktır” dedi.

Piyasaların Fed’i yakalamaya çalıştığını çünkü şu anki döngünün daha önce hiç görülmediğini vurgulayan Hui, “Fed salgından kaynaklanan tedarik sorunları çözüldüğünde fiyat baskısının azalmasını bekliyor ama son zamanlarda bunun beklenenden uzun süreceğini düşünmeye başladı” dedi.

Fed Başkanı Jerome Powell’ın geçen haftaki şahin yorumları sonrasında 2022 için beş adet faiz artırımı yapılacağına dair beklentiler kuvvetlendi.

Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic ise Financial Times’a verdiği bir röportajda ABD Merkez Bankası Fed’in enflasyonu kontrol altına almak için politika faizini 50 baz puan artırabileceğini söyledi. Bostic, en olası senaryonun ise Mart ayından başlayarak 75 baz puanlık bir artırım olduğunu belirtti.

Powell’ın yorumları dolarda ralliyi tetiikleyerek Bloomberg Dolar Spot Endeksi’nin 18 ayın zirvesine tırmanmasına neden oldu. Doların en çok işlem gördüğü para birimlerine karşı değerini ölçen endeks geçtiğimiz sene yüzde 5 civarında yükseliş kaydetmişti.

Altın fiyatları, geçen haftayı son 6 ayın en kötü performansıyla kapattıktan sonra yatırımcıların Fed’in daha agresif bir sıkılaşma kararı alabileceğine dair beklentileriyle düşüşünü sürdürdü.

Altın fiyatları, Fed’in beklenenden daha şahin bir yaklaşımla Mart ayında faizleri 50 baz puan artırabileceğine dair beklentilerle düşüşünü sürdürdü. Gram altın da küresel altın fiyatları ve dolar kurundaki gerilemeyle düştü.

Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic, Financial Times’a verdiği bir röportajda ABD Merkez Bankası Fed’in enflasyonu kontrol altına almak için politika faizini 50 baz puan artırabileceğini söyledi. Bostic, en olası senaryonun ise Mart ayından başlayarak 75 baz puanlık bir artırım olduğunu belirtti.

Fed Başkanı Jerome Powell, geçen hafta “Faizleri artırma ya da artırmama kararını Mart toplantısında vereceğiz. Faizi, Mart toplantısında artırma niyetindeyiz. Bunu yapmak için koşullar uygun, riskleri gözlemliyoruz” demişti.

Guardian Gold Australia İş Geliştirme Uzmanı John Feeney, daha agresif bir sıkılaşmanın altın fiyatları üzerindeki baskıyı artıracağını fakat enflasyon yılın geri kalanında yüksek kalmaya devam ederse reel faizlerin tarihi düşük seviyelerde olacağını belirtti.

“Altın reel faizlerin düşük olduğunu ortamlarda tarihsel olarak iyi performans gösteriyor” diyen Feeney, altının sıkılaşma döngüsünde nasıl bir performans göstereceğini yakından takip edeceklerini dile getirdi.

Ons altın fiyatı

Ons altın geçen haftayı Ağustos ayından bu yana en kötü performansıyla kapattıktan sonra yeni haftaya da düşüşle başladı. Fed’in daha agresif bir sıkılaşma döngüsü izleyebileceğine dair beklentilerle baskılanan değerli metal, pazartesi sabahı 1.786 dolar civarında bulunuyor.

Gram altın fiyatı

Gram altın dolar/TL’nin geçen hafta 13,45-13,65 arasında dalgalanmasına rağmen küresel altın fiyatlarındaki düşüşle gerilemişti. Yeni haftaya da küresel altın fiyatlarının etkisiyle başlayan gram altın 777 TL seviyesinde işlem görüyor.

Norveç Varlık Fonu, enflasyonun küresel ekonominin kalıcı bir özelliği haline geleceğini düşünüyor.

Norveç Varlık Fonu CEO’su Nicolai Tasngen, yüksek enflasyonun küresel ekonominin kalıcı bir özelliği haline geleceğini öngördü ve yatırımcıları yıllarca sürecek düşük getirilere hazır olmaları konusunda uyardı.

Financial Times’a konuşan Tasngen, talep artışı ve üretim kısıntılarının aynı ayna gerçekleşmesinin enflasyonun beklenenden güçlü olmasına yol açtığını savundu. Tasngen’e göre bu durum önümüzdeki birkaç yıl boyunca hem hisse hem de tahvillerde kayıplara yol açacak

1,3 trilyon dolar büyüklüğe sahip Norveç Varlık Fonu, sadece hisse, tahvil ve gayrimenkul yatırımı yapabiliyor. Küresel kriz sonrasında varlıklarını istikrarlı bir şekilde büyüten fonun geçen yılki getiri oranı %14,5 olmuştu.

Tasngen, “Fon tarihsel olarak yükseliş dönemlerinde piyasalardan daha iyi, düşüş dönemlerinde piyasadan daha kötü performans sergiliyor. Bizi de bundan sonra zorlu zamanlar bekliyor” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir