Fransa’daki bilim insanları, kahverengi hidra adlı deniz canlısının kanserli tümörleri yavrularına aktarabildiğini keşfetti. Uzmanlar, bu canlının bulaşıcı kanserlerin doğada yayılmasına neden olabileceğini ve bu durumun ekolojik sonuçlar doğurabileceği konusunda uyardı.
Fransa’daki bilim insanları, denizanasına benzer bir yaratık olan kahverengi hidranın (Hydra oligactis), kanserli tümörleri yavrularına aktarabildiğini keşfetti.
Yunan mitolojisindeki göl canavarlarından esinlenerek adlandırılan bu organizmanın, doğada yayılma potansiyeli, ekolojik denge açısından ciddi endişelere yol açıyor.
Araştırmacılar, bu bulaşıcı kanserlerin doğada kontrolsüz yayılması durumunda olumsuz ekolojik sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulundu.
Yapılan çalışmalar, kahverengi hidraların yalnızca laboratuvar ortamında kanser geliştirdiğini gösterse de, bu tür tümörlerin son on yılda Avustralya kıyılarındaki Tazmanya canavarlarının neredeyse yok olmasına neden olduğu biliniyor.
Araştırma ekibi, çevresel kirliliğin daha bulaşıcı kanser türlerine yol açabileceğinden endişe ederken, bu hastalığın insanlara etkisinin henüz net olmadığını vurguladı.
Çalışmanın baş yazarı Sophie Tissot, insan faaliyetlerinin bu kanserlerin yayılmasına uygun koşullar yaratabileceğini ifade etti. Yayımlanan çamlışmada, bulaşıcı kanserlerin aşırı beslenmeden kaynaklanabileceği öne sürüldü.
Yeni çalışma, kahverengi hidraların iki aydan kısa bir süre içinde kanser oluşturma yeteneğini ortaya koydu. Ekip, kontrol grupları ve hidranın kansere yatkınlığı hakkındaki bilgileri kullanarak, nesiller arası bulaşıcı tümör aktarımının en olası nedeninin bulaşıcı tümör olduğunu belirledi. Tissot ve meslektaşları, bu bulguların insan faaliyetlerinin ekosistemler üzerindeki etkilerini anlamada kritik olduğunu vurguladı. Kahverengi hidranın bulaşıcı kanserleri hakkında yapılan keşiflerin insanlardaki kanser formlarıyla ilgili henüz kesin sonuçlara ulaşılamadığı belirtildi.